İyi, Kötü ve Saçma
Bireysel ve toplumsal düzenin sağlığı, temelde insan eylemlerinin kuralı/ölçüsü olan aklın düzeniyle ilgilidir.
“Kötüye iyi, iyiye kötü diyenlerin, karanlığı ışık, ışığı karanlık yerine koyanların, acıya tatlı, tatlıya acı diyenlerin vay haline!”
— Eski Ahit: Yeşaya: 5: 20*
Sapkınlığın tam olarak ne olduğunu anlamak için önce iyinin/iyiliğin ve kötünün/kötülüğün ne olduğunu bilmek gerekir. Aziz Thomas Aquinas, en evrensel kuralın “İyilik yapılmalı ve takip edilmeli ve kötülükten kaçınılmalıdır” olduğunu söyler. Bu, doğal hukukun ilk kuralıdır, diğer tüm kurallar buna dayanır.[1] Avustralyalı filozof David S. Oderberg’in (doğ. 1963), analitik felsefe perspektifinden Skolastik iyi-kötü teorisinin[2] ilk tam kapsamlı çağdaş savunmasında[3] analiz ettiği gibi, iyilik, doğaya itaat, kötülük ise iyilikten yoksunluk/iyiliğin yokluğudur [“Kötülük, eksik iyilik sayesinde hareket eder. (…) Eğer iyilik eksik olmasaydı, kötülük de olmazdı.”][4] Bir şeyin temel doğasının öngördüğü/emrettiği iyilikten ayrılmak/uzaklaşmak kötülüktür, sonunda tüm kötülükler sapkınlıktır. İnsan bir doğa yasasını çiğnediğinde, ahlaken sapkın olur. Tutkularımıza göre değil, insanların bireysel ve topluca iyi eylemlerde bulunmalarını, iyi yaşamalarını sağlayan ilke ve kuralları kapsayan doğal hukuka, şeylerin doğasına ve amacına göre hareket etmek/yapmak ya da kaçınmak gerekir.
İnsanın rasyonel doğası, ahlak yasasını tanımlayan şeydir. İnsan eylemlerinin kuralı ve ölçüsü, insan eylemlerinin ilk ilkesi olan akıldır.[5] Ahlaki iyilik, aklın yapması gerektiğini keşfettiği şeydir. Akıl tarafından yönlendirilen, kasten ve özgürce yapılan bir eylem, sahip olması gereken her şeye sahiptir. Bir eylemin akıl tarafından yönlendiriliyor olması için, akıl, eylemin nesnesi olarak gerçek iyinin ne olduğunu keşfetmiş olmalıdır. Aklın keşfettiği şekliyle gerçek iyiye yönelen bir eylem, iyi bir eylemdir. Örneğin afetzedelere yardım etmek, ahlaken iyi bir eylemdir. Kötülük ise sadece iyiliğin eksikliği/yokluğudur (olması gerekenin eksikliği/yokluğu).
Nihai nedenler ortadan kaldırıldığında/terk edildiğinde, iyi/iyilik-kötü/kötülük kavramları, bunlara ilişkin genel düşünce veya anlayışımız yok olur. Çünkü biz nasıl bir amaca göre hareket ediyorsak, âlem de bir amaç için etki ve hareket eder ve bu anlayış, iyi-kötü, düzen- düzensizlik, güzellik-çirkinlik vb. hakkındaki genel düşünce veya yargılarımızı oluşturur. Ancak –örneğin- Erken Modern filozofların en radikali olarak nitelendirilen Spinoza, nihai nedenselliği eleştirirken, tabiatın asla belirli bir gayeye göre hareket etmediğini, nedenselliğin bir “peşin hüküm” ve “kuruntudan” ibaret olduğunu, iyi-kötü, düzen-karışıklık, güzellik-çirkinlik vb. üzerindeki bütün “sanıları” doğurduğunu söylemektedir.[6]
Amerikalı filozof Edward Feser’ın (doğ. 1968), Spinoza’nın, diğer Erken Modern yazarlarda görülen aynı mantıksızlık ve hataları içeren nedensellik eleştirisinde öne sürdüğü argümanların sorunlarını gösterirken belirttiği gibi, insanoğlunun acı çekebileceği ya da yapabileceği hiçbir şey, nihai nedenlerin yokluğunda tutarlı bir şekilde kötü, çirkin ya da düzensiz olarak değerlendirilemez.[7] Nihai nedenler terk edildiğinde, Spinoza’nın Deus sive Natura’sından/Tanrı ya da Doğa’sından zorunlu olarak çıkan herhangi bir şeyi tarif etmek için hiçbir temelimiz kalmaz. Feser, şöyle bitirir:
“İşte tam da bu yüzden, Spinoza’nın ve diğer modernlerin anti-teleolojik dünya görüşünü iyice özümsedikçe, dünya giderek daha çirkin, daha düzensiz, daha kötü ve mantıksız hale geldi.”[8]
Sapkınlığın, bireysel ve toplumsal düzensizliğin/bozukluğun başladığı nokta burasıdır. Bu kapıdan bir kez girildiğinde, sonunun nereye varacağı kestirilemez. Örneğin “Masum bir insanı öldürmek iyi midir, kötü müdür?” diye tartıştığımızı –ki, abes olurdu-, birinin de çıkıp “İyi-kötü diye bir şey yok, bu bir kurgu” dediğini düşünün – bir Spaghetti Western filmi: İyi, Kötü ve Saçma.
İyilik, arzu edilir bir yöne sahip olduğu için, nedensellik, nedenler arasında ilk sırada yer alan bir ereksel/nihai neden fikrini ima eder, çünkü bir fail bir amaç dışında hareket etmez ve bir aracı tarafından madde kendi biçimine taşınır. Bu nedenle sona/amaca nedenlerin nedeni denir.[9] Nedenlerin nedeni/nihai neden, bir şeyin diğer nedenlerinin (maddi, biçimsel, etkin) tam olarak anlaşılmasını sağlar. Bireysel ve toplumsal düzenin sağlığı, temelde insan eylemlerinin kuralı/ölçüsü olan aklın düzeniyle ilgilidir (iyiyi ve doğruyu bilmek). Sabit/değişmez doğa, doğal amaç, sıkı bir şekilde birbirine bağlı olan biçimsel ve nihai neden olmaksızın hiçbir şey doğal olarak kendisinin ötesinde hiçbir şeye işaret edemez. Bu durumda bir şeyin kendisi yegâne amaç haline gelir, örneğin cinsellik gibi. Oysa cinsel dürtü veya eylem, kendi ötesinde evlilik yoluyla bedenlerin ve zihinlerin bir araya gelmesine, çocuk sahibi olmaya/yetiştirmeye ve tek bir aile hayatına işaret eder.[10]
Atilla Fikri Ergun – kolaydenemeler.substack.com
– Bu yazı, daha önce geniş olarak WorpdPress’te yayınlanmıştır; Kolay Denemeler için yeniden düzenlendi ve –başta Kutsal Kitap’tan yapılan alıntı hariç- 589 kelimeye indirildi.
---
Dipnotlar:
* Yazının başında Kitab-ı Mukaddes’ten yapılan alıntıda yararlanılan kaynak: Kutsal Kitap: Eski ve Yeni Antlaşma (Tevrat, Zebur, İncil), Eski Antlaşma 2001, 2009, Kitab-ı Mukaddes Şirketi; Yeni Antlaşma 1987, 1994, 2001, 2009 Yeni Yaşam Yayınları (incil.info)
[1] Aziz Thomas Aquinas, Summa Theologiae, I-II, 94, 2, İkinci ve Gözden Geçirilmiş Baskı, 1920, New Advent (newadvent.org) – Son görüntüleme: 25 Eylül 2022
https://www.newadvent.org/summa/2094.htm#article2
[2] Aristoteles, Aziz Augustinus, Aziz Thomas Aquinas ve çoğu Orta Çağ ve Thomist filozofun teorisidir.
[3] David S. Oderberg, The Metaphysics of Good and Evil (İyi ve Kötünün Metafiziği), Routledge, 1. Baskı, 2020
[4] Aziz Thomas Aquinas, Summa Theologiae, I-II, 18, 1
https://www.newadvent.org/summa/2018.htm#article1
[5] Aziz Thomas Aquinas, Summa Theologiae, I-II, 90, 2
https://www.newadvent.org/summa/2090.htm
[6] Baruch Spinoza, Ethica (Etika), Çev. Hilmi Ziya Ülken, Dost Kitabevi, 4. Baskı, Haziran 2011, Ankara, s. 68-69
[7] Edward Feser, Spinoza on final causes, edwardfeser.blogspot.com – Son görüntüleme: 25 Eylül 2022
https://edwardfeser.blogspot.com/2009/04/spinoza-on-final-causes.html
[8] Edward Feser, Spinoza on final causes, edwardfeser.blogspot.com – Son görüntüleme: 25 Eylül 2022
https://edwardfeser.blogspot.com/2009/04/spinoza-on-final-causes.html
[9] Aziz Thomas Aquinas, Summa Theologiae, I, 5, 2
https://www.newadvent.org/summa/1005.htm
[10] Evliliğin tanımı için bkz. Aquinas, Summa Theologiae, III. Bölüm’e EK, 44, 1, 2, 3,