Ontolojik Argüman: 2. Versiyon ve Gaunilon’un İtirazı
Argümanın geniş felsefi bağlamını kaçıran standart veya parodi itirazlar başarısız olur.
Anselm, Proslogion’un 3. Bölümünde ontolojik argümanın ikinci versiyonunu formüle eder. Argüman, şu şekilde verilebilir:
1. Tanrı, kendisinden daha büyük bir şey düşünülemeyecek olandır.
2. Var olmadığı düşünülemeyecek olan bir varlığın var olduğu düşünülebilir ve var olmadığı düşünülemeyecek olan, var olmadığı düşünülebilecek olandan daha yücedir.
3. Dolayısıyla, kendisinden daha büyüğü düşünülemeyecek olanın var olmadığı düşünülebiliyorsa, kendisinden daha büyüğü düşünülemeyecek olan, kendisinden daha büyüğü düşünülemeyecek olan değildir ki bu, saçmadır.
4. O halde, kendisinden daha büyüğü düşünülemeyecek olanın [Tanrı’nın] var olmadığı düşünülemez.
5. Öyleyse, Tanrı vardır.[1]
Anselm’in, itirazları önceden tahmin ettiği anlaşılmaktadır. İkinci versiyonda Tanrı’nın varlığının zorunluluğunu ortaya koyar; O’nun var olmadığı dahi düşünülemez.
“Kendisinden daha büyüğü düşünülemeyecek olan, o kadar gerçektir ki, var olmadığı dahi düşünülemez. (…) Senden başka var olan diğer her şeyin var olmadığı düşünülebilir. (…) Çünkü başka herhangi bir şey gerçek anlamda var değildir.”[2]
Marmoutiersli Gaunilon, adını, Anselm’in, Mezmurlar: 14: 1 ve 53: 1’deki aptala yaptığı göndermeden alan, Liber pro insipiente (Aptalın Savunmasında) adlı metinle argümana itiraz eder. Gaunilon’a göre, aynı mantıkla, kendi içlerinde hiçbir gerçek varlığa sahip olmayan bir dizi sahte şeyin anlayışta/zihinde var olabileceği söylenebilir ve kişi, bir sonuç çıkarmaya devam ederek, bu bir dizi sahte şeyin gerçekte de var olduğunu ve bundan şüphe duyulamayacağını iddia edebilir.[3] Gaunilon, reductio ad absurdum/saçmalığa indirgeme yoluyla, okyanusta bir yerlerde var olduğu söylenen, her türlü zenginlik ve lezzetin tarif edilemez bolluğuyla, Kutsanmış Adalar’dan bile daha bereketli, ne sahibi ne de sakini olduğu için, sahip olduğu zenginlikler bakımından insanların yaşadığı diğer tüm topraklardan her yönden üstün/mükemmel olan “Kayıp Ada” argümanını geliştirir.[4]
“Dünyadaki diğer tüm adalardan daha mükemmel olan bu adanın gerçekte bir yerlerde var olduğundan artık şüphe edemezsiniz. Çünkü bu adanın anlayışınızda var olduğundan şüphe duymuyorsunuz ve sadece anlayışta değil, gerçekte de var olmak daha mükemmel olduğuna göre, bu ada gerçekte de var olmalıdır. Çünkü öyle olmasaydı, gerçekte var olan herhangi bir kara parçası ondan daha büyük/daha yüce olurdu. Ve böylece anladığınız bu daha mükemmel şey aslında daha mükemmel olmazdı. Eğer, diyorum, bu argümanla beni adanın gerçekten var olup olmadığından artık şüphe etmemem gerektiğine ikna etmeye çalışırsa, ya şaka yaptığını düşünürüm ya da kimi daha aptal bulmam gerektiğini bilemem: onun vardığı sonucu kabul edersem kendimi mi, yoksa önce adanın mükemmelliğinin benim anlayışımda yanlış/sahte ya da belirsiz/şüpheli bir şey gibi değil, gerçekten ve şüphesiz var olan bir şey olarak var olduğunu göstermeden, adanın varlığını herhangi bir kesinlik derecesinde kanıtladığını düşünürse onu mu?”[5]
Öncelikle, “Kayıp Ada”, kendisinden daha yüce bir toprak parçası düşünülemeyecek olan adadır, kendisinden daha büyük bir şey düşünülemeyecek olan ve var olmadığı dahi düşünülemeyecek olan [Varlığı Zorunlu] Varlık değildir. “Kayıp Ada’dan” daha mükemmel başka bir varlık düşünülebileceği gibi, bir adayı mükemmel yapan niteliklerin çoğunun üst sınırı olmadığı için, daha mükemmel bir ada da düşünülebilir; aynı şey, Tanrı için söz konusu değildir. Kısacası, Gaunilon’un birinci öncülü tutarsızdır. Ontolojik argüman, tanımı gereği, yalnızca Tanrı’ya doğru şekilde uygulanabilir; argümanın mantığı, kayıp adalara, tek boynuzlu atlara vb. uygulanamaz, çünkü tüm şeylerin/varlıkların varlığı Tanrı’dan kaynaklanır. Anselm’in, cevabında dikkat çektiği gibi, Tanrı’dan başka, argümandaki çıkarımın uygulanabileceği, daha mükemmelinin düşünülemeyeceği, gerçekte ya da sadece düşüncede var olan bir varlık bulunamaz.[6]
Anselm sonrası Skolastik gelenekte Aquinas tarafından ifade edildiği üzere –ki, önceki yazılarda bahsedilmişti- Tanrı’da öz-varlık ayrımı yoktur, O’nun özü, O’nun varlığıdır, O, Özü Varlık Olan’dır — Varolmanın/Varlığın Kendisi (Ipsum Esse Subsistens), diğer varlıklar arasında “bir varlık” değil. Diğer her şeyde öz ile varlık ayrıdır, bu, Varlığın Kendisi’nden daha az/daha düşük olmaktır, dolayısıyla, diğer her şeyin prensipte var olmadığı düşünülebilir; Varoluşun Kendisi’nin var olmadığı düşünülemez. Edward Feser’ın belirttiği gibi, benzer bir anlayış, Anselm’den önce gelen ve onu etkileyen Platonik gelenekte zaten vardı. Dolayısıyla, “Kayıp Ada” vb. prensipte argümanın mantığının uygulanabileceği şeyler değildir.[7] Modern “Kayıp Ada” savunucuları da kötü durumdadır. Argümanın geniş felsefi bağlamını kaçıran standart veya parodi itirazlar başarısız olur.
—Aquinas’ın itirazıyla devam edecek—
Atilla Fikri Ergun – kolaydenemeler.substack.com
---
Dipnotlar:
[1] Aziz Anselm, Anselm of Canterbury: The Major Works, Giriş Yazısıyla Birlikte Yayına Haz. Brian Davies ve G. R. Evans, Oxford University Press, Temmuz 2008, Proslogion, 3. Bölüm, s. 88
[2] Aziz Anselm, a.g.e., Proslogion, 3. Bölüm, s. 88
[3] Marmoutiersli Gaunilon, Anselm: Basic Writings, Ed. ve Çev. Thomas Williams, Hackett Publishing Company, Inc., Eylül 2007, Gaunilo's reply on behalf of the fool (Gaunilo’nun aptal adına verdiği cevap), s. 99 (2), 102 (6)
[4] Marmoutiersli Gaunilon, a.g.e., s. 102 (6)
[5] Marmoutiersli Gaunilon, a.g.e., s. 102 (6)
[6] Aziz Anselm, Anselm: Basic Writings, Ed. ve Çev. Thomas Williams, Hackett Publishing Company, Inc., Eylül 2007, Anselm’s Reply to Ganilo (Anselm’in Gaunilo’ya Cevabı) [Orijinali: Liber apologeticus contra Gaunilonem], s. 107-108 (3)
[7] Edward Feser, Anselm’s ontological argument (Anselm’in ontolojik argümanı), edwardfeser.blogspot.com, 26 Kasım 2010 – Son görüntüleme: 7 Temmuz 2023
https://edwardfeser.blogspot.com/2010/11/anselms-ontological-argument.html